Bize Ulaşın
Mollahüsrev Mh. Taştekneler Sk. No:12
Süleymaniye Fatih/İstanbul
0216 305 04 36

İlim Nerede İnternet Nerede?

İnternet bilgiyi üretmeyi, paylaşmayı kolaylaştırıyor. Böylece bilgi sayısını artırıyor, kalitesini düşürüyor. Çünkü emek vermeden elde edilen şeye pek kıymet verilmiyor, özen gösterilmiyor. Matbaa çıkmadan önce kâğıt kalemle çoğaltılan kitapların sayısı son derece azdı ama bu kitaplara değersiz, öylesine bir şey yazmaya kimse yanaşmazdı. Bugün de internetten yayın yapmak kitap basmaktan çok daha zahmetsiz ve ucuz. Dolayısıyla bilgi üretmenin pahası yok. Eline klavye alan istediğini yazabiliyor. Doğru yanlıştan, iyi kötüden, güzel çirkinden ayırt edilemiyor. Kitap okumak ile bilgisayar ekranında akan bilgileri okumak da aynı değil. Yine kâğıt kokusu ile ısınan bilgisayardan sızan mekanik koku kıyas edilmez. İnternette bir tıkla ekrana gelen yüz binlerce web sayfasından, yine bir tıkla seçilen bilginin kıymetine bakalım. Elbette kütüphanede, yüzlerce kitabın sayfaları arasında, saatler süren uğraş sonucu ulaşılan bilginin kıymetiyle boy ölçüşemez.

Bilgiyle ilmi birbirine karıştırmamak gerekir. İnsan aklının algılayabileceği her türlü veriye bilgi denir. İlim ise ancak belirli bir amaca hizmet eden, düzenli bilgilerden meydana gelir. Bir malumatı ilim kıvamına getiren de niceliğinden çok niteliğidir. Hatta ehliyet için bu nitelik de kendi başına okuyarak değil ehlinden öğrenerek edinilir. Bir kişi tıp kitaplarını okumak şöyle dursun ezberlese bile doktor olduğunu iddia edemez. Kaldı ki internette tıpla ilgili üç – beş araştırma yapmış birinin doktorluk taslamasına gülüp geçilir. Zaten hiç kimse de böyle birini dinleyip sağlığını tehlikeye atmaz. Ne var ki dünya saadetinde gösterdiğimiz bu hassasiyeti ahiret saadetinde göstermiyoruz. Dini konularda ehline müracaat etmek, âlimlere başvurmak yerine çoğu zaman Kur’an meallerinden, hadis tercümelerinden kendi anlayışımıza göre çıkardığımız manalarla yetiniyoruz. Bunu yapmak için de kitap karıştırma zahmetinde dahi bulunmuyor, arama motorlarına aradığımız surenin veya konunun adını giriyoruz.
Hoca – talebe münasebeti içerisinde ilim tahsil etmek, Hazreti Âdem’den (a.s) beri Allah Teâlâ’nın insanoğlunu terbiye metodudur. Cebrail (a.s) vasıtasıyla peygamberlere vahiy gönderilmesi ve insanların bu suretle terbiye edilmeleri, ilmî ve ahlâkî terbiyede ilahî usulün ne olduğunu bize gösterir. Bu usul İslâm ilim geleneğinde şu unsurları şekillendirmiştir: İlim, bir âlimin dizi dibinde elde edilir. Bilhassa edeple süslenmiş bir şekilde tedris edilir. Talebe, âlimlik payesine ancak ucu Allah Resûlü’ne (s.a.v) ulaşan bir âlim silsilesine dâhil olmakla erişir.
Her ilmin kendine mahsus prensipleri asırların birikimi ile şekillenmiştir. Bunların olumlu ve olumsuz yönleri inceden inceye tetkik edilmiş ve neticesinde bu yöntemler olgunluğa kavuşmuştur. Bir âlimin önünde diz çöküp oturmadan yolsuz ve usulsüz şahsi gayretlerle kitap okumak, zikrettiğimiz üzere kişiyi ancak çok bilgi sahibi yapar, âlim yapmaz. Maalesef, dini ilimleri tahsil edenler de dâhil günümüzde modern eğitimin tornasından geçmiş yüz binlerce kişi ancak çok kitap okumuş, kafası karışık bilgi sahibi kimselerdir. Onları âlim olarak nitelendirmek, bu ölçülere göre makul değildir.
İslâm tarihinde sadece âlimler değil bütün meslek sahipleri edep üzere işin ehlinden ders alarak yetişmişlerdir. Bir ustanın terbiyesinden geçmeyen kimse ne kalfalık ne de ustalık unvanı alamamıştır. Böylece çıraklar bir işin yalnızca nasıl yapılacağını değil ne için yapılacağını ve neden değerli olduğunu da öğrenmişlerdir. Sonuç olarak internet aracılığıyla çok sayıda bilgiye hızlı bir şekilde erişebiliriz. Bu bilgilerden önemli faydalar da elde edebiliriz. Ama edebimizi kaybedersek, ehilleri dinlemezsek, kolaylığı özensizliğe dönüştürürsek, sörf yaparken ilim öğrenmeye kalkarsak, dini metinleri kendi kafamıza göre yorumlarsak ilim hazineleri yerine bilgi kirliliğine doğru ilerleriz.

M. Selman Karabul

Kaynak: Mostar Dergisi, Sayı 95

Sitemiz daha iyi kullanıcı deneyimi vermek için çerezler kullanmaktadır.